TERMİK SANTRALLERİNİN ZARARLARINIDA AÇIKLARMISINIZ ?

TERMİK SANTRALLERİNİN ZARARLARINIDA AÇIKLARMISINIZ ?
Yaklaşık altı ay evvel Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Dinar ve cevresinde 950 Milyon ton komür rezervi bulunduğunu ve buraya bir termik santral yapılarak yüzlerce insanın calışacağını söylemişti. Arkasından toplantılar yapılarak cıkarılacak kömür ile çalışacak santralden elde edilecek ekonomiden yöre halkının da istifade edeceği ,işsizliğin ortadan kalkacağı,her türlü malının değerleneceği beyanatları verildi. Kömürün cıktıgı yöre köylülerine ve Dinar’daki bazı kesimlere de ağızlarına bir parmak bal çalındı. Hiçbir kımse çıkıpda termik santrallerinin kuruldugu bölgeye vereceği zararlardan bahsetmedi.Tabiki bölge halkıdaTermik santrallerinin faydasından çok zararı olduğunu bilmedikleri için olaya BALIKLAMA atladılar.
Termik santrallerini gören, zararlarını bilen çok az kişinin yöre halkını uyarması üzerine alakalı olanlar kömürün cıkarılacağı yakın Köy ve Kasabalardan bazı kimseleri Çanakkalenin Çan İlçesine götürerek oradaki santral alanında düzgün yerleri gösterdiler.Gidenler memnun ve mutlu olarak geri geldi ve gidemiyenlere ballandıra ballandıra anılarını anlattılar.
Neden Elbistan,Yatağan, soma veya Tunçbilek Termik santrallerine götürmediler? 550 kılometre uzakta bulunan Çan satralini tercıh ettiler? Tunçbilek,Dinar’a 250 kılometre mesafede. Ben buraları 980 li yıllarda gördüm.Yerli halkı ile sohbetler ettik,bir kişi memnun olduğunu söylemedi. Havası,suyu berbat olmuş,cevresinde bulunan köylerin tarım ürünleri hep zarar görmüş.Termik Santrallerinin olduğu bölgelerde KANSERLİ hasta sayısında artışların olduğunu ta o günlerde yöre halkı öğrenmeye başlamış ve Termik santraline karşı cıkmışlar. Fakat geç kaldıklarıdan santralede başlandığı için de cılız direnişlere pek aldıran olmadığından seslerini duyuramamışlar.
12/ eylül 1980 den sonra Belediye Başkanlıklarına Kaymakamlar bakıyordu. Dinar’ın kışlık yakacak kömürü tahsisli olarak Belediye kamyonlarıyla Tunçbilekten çekiliyor, Giden kamyonlar sıraya tabi tutulduğu için günlerce beklemek mecburıyetinde kalıyorlardı.O yıllarda çok yakınım olan kişi Termik Satralinin Müdürlüğünü yapmaktaydı.Kamyon sırasını kaldırtmak için Kaymakamla veya yalnız Tunçbilek’de bulunan Müdürü ziyaret ederdik.Gittiğimiz makam arabası iki saat dışarıda kaldığında arabanın üzeri bir parmak kül olur,şöför silmekten usanırdı.İçme suyu içilmez,havası tenefüs edilemez,bacalardan çıkan duman gibi görüntü tamamen yanan kömrün külü ile karışık zehir olduğunu öğrendik. Agaçlardaki yapraklar yanık gibi bir hal almış yeşil görünmüyordu. Yanan kömürün kül’ü havadan teleferikle bir kilometre kadar santralden uzak bir bölgeye döküle döküle büyük bir dağ oluştuğunu gördük. Ondan evvelki bir kül tepesi ne artık dökülmediğini burada bulunan kül üzerine tonlarca toprak dökülerek ağaçlandırdıklarını söylediler,ancak ağaçlar tutmamış, onlarda sararmış,kararmış olduğunu izledik.Bizim Menderes nehri kadar akarsu geçiyor Tunçbilekte, suyun rengi irin gibi, hiçbir gün o nehri berrak görmedim. Bununda nedeni ; santralde soğutma ve buhar elde etmek için yapılan calışmalarda suyun bu renk aldığını söylemişlerdi.sonraları Ankara’da daire Başkanlıgıda yapan Müdür ile geçen Kurban Bayramında Ankara’da yaptığımız sohbetlerde bizzat Dinar’a yapılacak termik santrali hakkında sorular sordum,verdiği cevaplar hiç de iç açıcı değildi …
Dinar’ın çok şeyleri elinden alınmış, hak ettiği yatırımları alamamış olabilir; Fakat şükürler olsun HAVA ve SU’yu kaybolmayan en önemli varlıklarımızdır. Bunlarıda Termik satralinin kurulmasına göz yumup,boynumuzu bükerek kaybetmek istemiyoruz.Çünkü Termik santrallerinin kurulduğu bölgelerde bacalar ne kadar yüksek olursa olsun,filtre de takılsa rüzgar hareketlerinin etkisiyle ,zehirli gazlar çokgeniş alana yayılarak; hem insan sağlığı ve hemde bitkiler için büyük tehlikeler oluşturduğu bilinmektedir. Bölge insanının geçim kaynağı olan başta pancar olmak üzere sebze ve meyvacılık yok olacaktır.Doğa olaylarıyla bitki örtüsüne ,sulara ve havaya karışan zehirli atıklar hayvanların telef olmasına, İnsanlarda doğrudan KANSER vakalarına sebep olduğu bu santralin kurulduğu yerlerde sık sık görülmüştür. Yatagan , soma,Afşin ve Tunçbilek’de yaşayan ev hanımları pençere açamaz,çamaşırını dışarıda kurutamazlar. Bu sıkıntılar yalnız Santralin kurulduğu yerlerde yaşanıyor sanmayın kilometrelerce çevresine zarar veriyor.
Kömürün çıkarılacağı Çevre Köy ve Kasaba halkıda bu konuda yavaş yavaş bilinçlenecektir,ama Dinar halkı santralin kurulmasına sıcak bakmaz . Çünkü Dikici Köyünün fasulyesini,kekliçek köyünün patlıcanını göremiyecektir. Dinar sıçak bakmaz? Bademli köyünün üzümünü,yoğurdunu yiyemiyecektir. İçmekte olduğu Eldere suyu,Düden ve Suçıkanın sularının zehirleneceğinin bilinci içindedır. Suçıkan , Ilıca ve İncirli’den çıkıp şehir içerisinde küçük arıkları sulayarak şırıl şırıl akan SU sesini duyamıyacak, Büyük Menderes nehrinin berrak akışını göremiyecek ve tertemiz havası kirleneceği için Termik santralinin bu yöreye yapılmasına karşıdır.
Dinar ve çevresinde nereyi kazarsanız iki metreden su çıkar,Bu yöre büyük göllerin akarsuların bulunduğu bir yerleşim yeridir. Diğer bir husus birinci derece DEPREM bölgesidir.Kömür çıkaracagız diye yerin altını talan ederseniz,toprak hareketlenecek daha büyük göçükler,felaketler yaşanacağı hesap edilmelidir.Çok düşük kalorisi olan kömür de Termik santrallerinden başka hiçbir işe yaramıyacağına göre bu tehlikeleri göz önünde bulundurarak büyük masraflara girişilmeden bu işten vazgecilmeledir . Soma da 301 masum insanımızın ve Ermenek kömür ocağındaki göcükte CİNAYETE kurban gidenlerin acıları hala içimizde. Dinar dogal afetlerden sıkıntı çekmiş şehit vermiş bir kentdir. Allah göstermesin benzeri felaketlerin Dinar’da yaşanmasını istemiyoruz.
Dinar ve Çevresine yüzden fazla rüzgar gülü kuruldu.harıl harıl elektrik üretiliyor.Dahada yapılabilecek dağlar ve tepelerimiz mevcut. Rüzgardan,Güneşten ve hatta son zamanlarda Deniz dalgasından elektrik üretmek için çalışmalar yapılıyor. İspanya’nın bir köyünde dalga enerjisinden üretilen elektriği kullanmaya başlamış bile. Bırakın artık zehir soluyan termik santrallerini , Dinar halkının çoçuklarına ve torunlarına bırakabileceği yeşillikler içerisindeki HAVA ve SUYU’na bari dokunmayın hiç olmazsa.
SAYGILARIMLA ..
Lozan Abiden başka şimdiye kadar bu konulara değineni ve açıkça yazanı görmedim, keşke ilçemiz insanları bu konuda daha da bilinçlendirilebilse, daha da haberdar edilse… Yarın, tahmin edilenden çok daha kısa sürede suya hasret, yeşile hasret, tertemiz havaya hasret kalmasak… Ülkemizin temiz enerjiye ihtiyacı var, insanlarımızı hasta edip öldürecek, nefes alamayacak duruma düşürecek kirli enerji artık çağdışı kalmıştır. Kentlerin, gelişmiş şehirlerin, büyük sanayinin, zengin sanayicinin ucuz enerji ihtiyacı uğruna ilçelerde, köylerde yaşayan tertemiz Anadolu insanları feda edilmesin…
teşekkürler feritciğim
babacığım harika bir yazı …kalemine yüreğine sağlık
Çok güzel bir yazı olmuş ellerine sağlık babacım.
teşekkür ederim
Güzel bir çalışma olmuş Elinize sağlık..
teşekkür ederim